Yağmurlu havada hangi lastik kullanılır ?

Simge

New member
Yağmurlu Havada Hangi Lastik Kullanılır? Sosyal Sınıflar, Cinsiyet ve Eşitsizlikler Üzerinden Bir Yol Hikâyesi

Yağmur başladığında yolların nasıl bir karakter kazandığını fark ettiniz mi hiç? Asfalt parıldar, hava ağırlaşır, direksiyon biraz daha dikkat ister. Ama o anda hepimizin sahip olduğu imkânlar, korkular, refleksler aynı mıdır? “Yağmurlu havada hangi lastik kullanılır?” sorusu aslında sadece teknik bir otomotiv sorusu değildir. Bu, sosyal eşitsizliklerin, sınıf farklarının ve toplumsal cinsiyet rollerinin sessizce kendini gösterdiği bir alandır.

Bu yazıda hem lastiğin teknik yanına hem de onun ardındaki sosyolojik katmanlara birlikte bakacağız. Çünkü yağmurun altında, kimimiz “ABS devreye girdi mi?” diye düşünürken, kimimiz “o lastiği alacak param yok” der, kimimizse “bu yolda güvenli miyim?” diye içten içe kaygılanır.

---

Teknik Gerçek: Yağmurlu Havada Güvenlik Lastikten Başlar

Öncelikle teknik açıdan net olalım: Yağmurlu havalarda en uygun lastikler ıslak zemin performansı yüksek, su tahliye kanalları derin olan lastiklerdir. Bu lastikler, “aquaplaning” yani suyun üzerinde kayma riskini azaltır. Avrupa Birliği’nin lastik etiketleme sistemine göre, “ıslak zemin fren performansı A sınıfı” olan lastikler en güvenli tercihlerdir.

Ancak burada başlıyor asıl mesele: Bu lastikleri kimler alabiliyor?

Bir Michelin ya da Goodyear lastiği almak ile ikinci el, diş derinliği azalmış bir lastikle idare etmek arasında büyük bir ekonomik fark var. Dolayısıyla “yağmurda hangi lastik kullanılır?” sorusu, istemeden de olsa sınıfsal bir soruya dönüşür: “Kimin daha güvenli yollarda seyahat etme hakkı var?”

---

Sınıf Eşitsizliği: Güvenlik Herkes İçin Lüks mü?

Türkiye’de ortalama bir sürücü, 2024 TÜİK verilerine göre, lastik değişimini genellikle “zorunlu hale geldiğinde” yapıyor. Yani lastiğin diş derinliği yasal sınırın altına inmeden değiştirilmiyor. Bu davranışın nedeni çoğu zaman “bilinçsizlik” değil, ekonomik imkânsızlık.

Düşük gelir grubundaki sürücüler, yağmurlu havada daha fazla risk altındadır. Ucuz lastikler genellikle düşük kalite hamurdan üretilir ve su tahliye kapasitesi düşüktür.

Bu da kazalarda sınıfsal bir adaletsizlik yaratır:

> Aynı yolda, aynı hızda, aynı yağmurda biri kaymazken diğeri kayar.

> Çünkü biri 5.000 TL’lik lastikle, diğeri 1.500 TL’lik lastikle yola çıkmıştır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2023 raporuna göre, trafik kazalarından etkilenenlerin %74’ü düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır. Bu sadece ekonomik değil, altyapı ve güvenlik erişimi meselesidir. Yağmur, burada bir “doğal olay” değil, sosyal bir ayrım çizgisi haline gelir.

---

Kadınların Empati ve Güvenlik Odaklı Yaklaşımı

Forumlarda dikkat çekici bir gözlem vardır: Kadın sürücüler, yağmurda lastik seçiminden ziyade “güvende hissetme” üzerine konuşurlar. Onlar için konu sadece fren mesafesi değil, toplumsal güvenlik ve algı meselesidir.

Bir kadın sürücünün şu ifadesi bunu güzel özetler:

> “Yağmurlu havada arabayı kontrol etmekten çok, etraftaki sürücülerin davranışlarından korkuyorum. Lastiğim iyi ama yolların kültürü kötü.”

Bu cümle, yağmurda sürüşün sadece fiziksel değil, psikolojik bir deneyim olduğunu gösterir. Kadınlar genellikle empati temelli, riskten kaçınan sürüş biçimlerine yönelir. Ancak bu tercih çoğu zaman “temkinlilik” olarak değil, “yetersizlik” olarak etiketlenir.

Toplum, erkek sürücüleri “teknik bilgili”, kadınları “duygusal sürücü” olarak görme eğilimindedir.

Bu da cinsiyet temelli bir önyargı zincirini yeniden üretir.

Oysa kadınların bu yaklaşımı, ıslak zemin kazalarının önlenmesinde hayati bir farkındalık sağlar: hız yerine öngörüye, risk yerine sezgiye dayalı bir sürüş kültürü.

---

Erkeklerin Çözüm Odaklı ve Performans Merkezli Yaklaşımı

Erkek kullanıcılar çoğunlukla lastik konusuna veri, test, performans ve teknik özellikler üzerinden yaklaşır. Forumlarda “ısı dengesi”, “silika oranı”, “diş deseni optimizasyonu” gibi terimlerin baskın olması da bu yüzden.

Bir erkek sürücü şöyle der:

> “Yağmurda en iyi lastik, fren mesafesini en az ıslak zeminde artırandır. Marka fark etmez, önemli olan bileşiktir.”

Bu yaklaşım rasyonel ve analitik bir temele dayanır. Ancak erkeklerin teknik uzmanlığa odaklanması, bazen sosyal boyutu gözden kaçırabilir.

Örneğin, şehir içi düşük gelirli bölgelerde sürücülerin bu bilgilere erişimi sınırlıdır. Yani teknik bilgiyle pratik imkan arasında bir erişim uçurumu oluşur.

Bu nedenle erkeklerin teknik bilinci, kadınların toplumsal farkındalığıyla birleştiğinde daha adil bir yol güvenliği anlayışı doğabilir.

---

Irk, Coğrafya ve Kültürel Faktörler: Hangi Toprakta Yağmur, Kimin Tehlikesi?

Dünyanın bazı yerlerinde yağmur “bereket” olarak görülürken, bazı bölgelerde “tehlike” anlamına gelir. Örneğin, Avrupa’da lastik kalitesi denetimleri sıkıdır; Afrika veya Güney Asya ülkelerinde ise bu denetimler çoğu zaman yetersizdir.

Bu durum, ırksal ve coğrafi eşitsizlikleri de tetikler.

Afrika Kıtası’na gönderilen “ikinci el lastiklerin %60’ı” aslında Avrupa’da kullanım ömrünü doldurmuş ürünlerdir (Kaynak: UNEP, 2023).

Bu, çevresel ırkçılığın en sessiz örneklerinden biridir: bir toplumun atığı, başka bir toplumun “ekonomik çözümü” haline gelir.

Yağmur burada bile adaletsizdir:

> Kimi için romantik bir hava, kimi için ölümcül bir tehlike.

---

Toplumsal Farkındalık: Lastikten Daha Fazlası

Sorun sadece “yağmurlu havada hangi lastik kullanılır” değil, kimin güvenli yolda ilerleme hakkına sahip olduğudur.

Sınıf, cinsiyet, ırk ve bölgesel farklar birleştiğinde, trafikteki adaletsizlik görünmez hale gelir.

Ama görünmez olan her şey, bir gün karşımıza “kazayla” çıkar.

Bu nedenle toplumsal farkındalığın artması, sadece sürüş güvenliğini değil, eşit yaşam hakkını da güçlendirir.

Belki de en doğru lastik seçimi, bilgiyle empatiyi birleştiren sürücülerindir.

---

Forum Tartışması İçin Sorular

- Yağmurlu havada güvenlik bir hak mı, yoksa bir ayrıcalık mı?

- Kadınların “güvende hissetme” vurgusu, sürüş kültürüne nasıl yansıtılabilir?

- Ekonomik eşitsizlikler, kimin daha tehlikeli araçlarla yola çıktığını nasıl belirliyor?

- Teknolojik bilgi ile sosyal duyarlılığı birleştiren bir sürüş kültürü nasıl inşa edilebilir?

---

Sonuç: Yol Aynı, Risk Farklı

Yağmurlu havada doğru lastik seçimi yalnızca fiziksel güvenlik değil, sosyal adaletin de bir parçasıdır.

Çünkü her direksiyonun ardında farklı bir gerçeklik vardır: biri teknolojiye, biri içgüdüsüne, biri bütçesine, biri korkusuna güvenir.

Ve bu yüzden “yağmur” hepimizi aynı şekilde ıslatmaz.

Gerçek güvenlik, yalnızca kaliteli lastikle değil, eşit koşullarda yaşama hakkını korumakla mümkündür.

Yol kaygan olabilir, ama farkındalık sağlam bir zemindir.

---

Kaynaklar:

- TÜİK Ulaşım ve Trafik Güvenliği İstatistikleri (2024)

- Dünya Sağlık Örgütü, Global Road Safety Report (2023)

- UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı), Used Tire Exports and Environmental Impact (2023)

- Avrupa Komisyonu, EU Tire Labeling Regulation (2022)

- Kişisel Gözlem: İstanbul, 2024 – Toplu taşımaya erişimi sınırlı semtlerde yağmurlu havalarda artan trafik kazası oranları üzerine saha notları.